DASK poliçesindeki deprem teminatının amacı deprem nedeniyle meydana gelen hasarların giderilmesidir. Bu nedenle, sigortalı konut veya çatılı işyerinde deprem nedeniyle meydana gelen hasar haricinde sigortalı yerin eskimesine bağlı olarak meydana gelen riskli yapı hali ve riskli binanın kentsel dönüşüm kapsamında yıkılması; DASK teminatının kapsamı dışında kalmaktadır.
İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
2022/213 E., 2022/849 K.
Deprem sonrası hasar almış yapılarda yapılan hasar tespit çalışmaları ile herhangi bir afete bağlı kalınmaksızın yapının yaşanacak olası depreme karşı dayanımının belirlenmesi için 6306 sayılı Kanun kapsamında yaptırılan riskli yapı çalışmalarının DASK sigortası bağlamında birbirinden farklı kavramlardır. Davacıya ait bağımsız bölümde oluşan ve yapısal nitelik taşımayan tuğla duvar çatlakları, sıva ve duvar seramiklerindeki yer yer kabarmalar ve dökülmeler gibi hafif hasar kapsamında değerlendirilebilecek hasarların deprem nedeniyle oluştuğu ve DASK tarafından dekoratif onarım çerçevesinde belirlenen hasar tespit tutarının (18.303,42-TL) ise hasarın büyüklüğü ile orantılı ve uygun olduğu, DASK Genel Şartlarının A.3- Teminat Dışında Kalan Haller” başlıklı 3.6 maddesinde “Belirli bir deprem hadisesine bağlı olmaksızın binanın kendi kusur ve özellikleri nedeniyle zamanla oluşan zararlar.” hükmünün yer aldığı, davacı tarafından hasar ödemesi sonrasında davaya konu olarak yapılan talebin Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları A.3- Teminat Dışında Kalan Haller maddesi gereği, teminat dışı olarak değerlendirilmesi yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davacı kendisine ait işyeri vasfındaki bağımsız bölümün İzmir depreminde ağır hasar gördüğünü iddia etmiş ve iş bu dava ile davalı kurumdan bakiye tazminat talebinde bulunmuş ise de, mahkememizce dosyaya kazandırılan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporuna göre davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu yapının deprem neticesinde 7269 sayılı yasa kapsamında az hasarlı olarak hasar tespitinin yapıldığı, bu kapsamda davalı kurum tarafından dava öncesinde davacıya boya ve sıva çatlaklarına ilişkin ödeme yapıldığı, davacı veya diğer kat maliklerinin yapılan hasar tespitinin iptaline ilişkin (taşınmazın ağır veya orta hasarlı olduğuna ilişkin) açtığı herhangi bir dava bulunmadığı, deprem sonrasında binada yıkım ve ağır veya orta hasar gerçekleşmediği halde kat maliklerinin 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası kapsamında ilgili idarelere müracaatta bulunduğu, bu kapsamda yapılan incelemelerde ise binanın beton dayanımının çok düşük olduğu, ayrıca ana taşıyıcı ve kolonlarda demir kalitesi ve miktarı yönünden zayıflık saptandığı, bu nedenle binanın riskli yapı olarak tespit edildiği ve sonrasında bu karara istinaden yıkımının gerçekleştirildiği, davacıya ait bağımsız bölümün bulunduğu binanın yapım kalitesinden kaynaklanan zaafiyetler (beton kalitesi düşüklüğü, inşaat demirlerinin sayı ve mevcut durumu itibariyle standartlara uygun olmaması v.s) ile davacıya ait bağımsız bölümde deprem nedeniyle meydana gelen hasarlar arasında illiyet bağı bulunmadığı, binanın riskli yapı olarak yıkımının gerçekleştirilmiş olmasının davacıya DASK poliçesi kapsamında tazminat talep etme hakkı tanımayacağı, davacı tarafından davalı kurumun diğer maliklerce tüketici mahkemesine açılan davalarda alınan raporlar üzerine bir kısım bağımsız bölüm maliklerine ödeme yaptığı ve kendilerine de yargılama aşamasında ibraname teklifinde bulunulduğu iddia edilmiş ve bu gerekçe ile mahkememizce alınan bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de dosyamız içerisine kazandırılan ilgili dava dosyalarında alınan bilirkişi raporlarında da aynı binada bulunan diğer bağımsız bölümlere ilişkin yapılan az hasarlı tespitinin doğru olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, bu raporlar ile mahkememizce alınan rapor arasında çelişki bulunmadığı, davalı kurum tarafından bir kısım kat maliklerine lütuf ödemesi yapılmasının davacıya da aynı şekilde lütuf ödemesi yapılmasına olanak sağlamayacağı, davacının dava konusu taşınmazın deprem nedeniyle ağır hasarlı olduğuna ilişkin soyut iddiasını destekler herhangi bir delil sunmadığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporunun usul ve yasa ile dosya kapsamına uygun olduğu, iddianın ileri sürülüş biçimi, savunmanın kapsamı ve mahkememizce yapılan incelemenin niteliğine göre başkaca araştırılacak husus bulunmadığı, DASK poliçesindeki deprem rizikosunun amacının deprem nedeniyle meydana gelen hasarın yani riziko nedeniyle oluşan gerçek zararın giderilmesi olup, sigortalı işyerinde deprem nedeniyle meydana gelen hasar dışında sigortalı bağımsız bölümün eskimesine bağlı olarak meydana gelen riskli yapı durumunun (talebe konu zararın) DASK poliçe teminatı dışında kaldığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Özdağ Hukuk & Danışmanlık Bürosu uzman avukatları ile izmir sigorta avukatı alanlarında ve diğer özel durumlara ilişkin alanlarda müvekkillerine etkin hukuki danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktadır. Yukarıda kısaca belirttiğimiz açıklamalardan sonra bize ulaşmak isterseniz Whatsapp için Tıklayın veya müvekkil hattımız olan 0544 424 84 67 numaralı telefonumuzdan ulaşabilirsiniz.
Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan tüm eserler (yazı, resim, görüntü, vb.) Avukat Aybüke Özdağ'a ait olup 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olur. Avukat Aybüke Özdağ, ilgili yasal işlem başlatma hakkına sahiptir.
Bu Makaleyi Paylaş